Bir Kültürel Diplomasi ve Ulus Markalama Araci Olarak Yunus Emre Enstitüsü

Author:

Number of pages:
19-30
Language:
Year-Number:
2018-Volume 13 Issue 22

Modern anlamda diplomasinin uluslararası sistemde zemin kazanması II. Dünya Savaşı’nın ardından oluşmuştur. Öyle ki, devletler iki dünya savaşının ardından barış ve istikrar adına daha şeffaf bir diplomasi yürütme zorunluluğu hissetmişlerdir. Soğuk Savaş döneminde ise diplomasinin modernleşmesi, blok politikaları bakış açısı ile şekillenmiş ve ülkeler dış politika eylemlerini blok politikaları yönelimlerine göre geliştirmişlerdir. Ancak Soğuk Savaş’ın sona ermesi, blok merkezli dış politika yönelimlerinden de ülkeleri azade bırakmıştır. Bu sayede de ülkeler kendileri yabancı kamuoylarına ifade etmek ve tanıtmak için farklı diplomasi araçlarını benimsemişlerdir. Öyle ki, Soğuk Savaş’ın ardından oluşan yeni dünya düzeni içerisinde (İngiliz Kültür, Konfiçyüs Enstitüsü, Goethe Enstitüsü gibi) ‘kültür merkezleri’ kendi ülkelerinin (ulus) marka ve olumlu imajlarını yabancı kitlelere ulaştırmada önemli bir role sahip olmuşlardır. Ulus markalama, bir ülkenin olumlu tanınırlığının, o ülkeye dair tutum ve duyguların inşası yoluyla arttırılması olarak tanımlanabilir. Ulus Markalama sayesinde ülkeler uluslararası arenada yumuşak güç uygulamalarında önemli bir zemine de kavuşmaktadırlar. Bu bağlamda da Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye açısından, kurulduğu günden itibaren dünya genelinde yürütmüş olduğu kültürel diplomasi çalışmalarıyla Türkçe ve Türk kültür/sanatını yabancılara tanıtmakta bir anlamda Türkiye’nin marka değeri ve olumlu imajını dünyaya ihraç etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Yunus Emre Enstitüsü bağlamında kültürel diplomasi konseptinin Türkiye’nin ulus marka değerine olan etkisinin incelenmesidir.

Keywords


Modern meaning of diplomacy gained ground after the World War II; as a result of having two World Wars, forced states to use more transparent diplomacy in the relations for the means of peace and stability. During the ‘Cold War’ era, modernization of diplomacy received bloc policy perspectives as well and this kind of perspective led states to develop foreign policy actions according to the bloc tendency. End of Cold War, led states to have foreign policy and diplomacy free from the bloc politics. After the end of ‘Cold War’ era, ‘cultural centers’ (like Goethe Institute, British Council, Confucius Institute etc.) played a crucial role for introducing a country’s image towards to foreign audiences. Most importantly, thanks to ‘Cultural Diplomacy’ concept, this type of introduction recognized as exportation of a country’s brand and positive image towards international area. Nation Branding, can be described as the increase of a country’s positive recognizability in the world through the construction of attitudes and emotions towards that nation. Yunus Emre Institutes, introducing Turkish language, art and culture towards to foreign audiences, teaching Turkish language and providing insight about Turkish art and culture is quite important for exporting Turkey’s positive image. In this paper, its aimed to explain ‘Cultural Diplomacy’ concept with nation branding point of view through Yunus Emre Institutes that now acknowledged as one of the main tools for Turkish diplomacy understanding.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,608
Number of downloads 722

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.