Edirne Sarayı (Saray-ı Cedîd- i Âmire)’ndan Günümüze Ulaşabilen Yapılar Hakkında

Author:

Number of pages:
809-836
Language:
Year-Number:
2014-Volume 9 Issue 10

Edirne Sarayı (Saray-ı Cedîd-i Âmire), Edirne’nin Sarayiçi olarak adlandırılan bölgesinde, Tunca Nehri’nin batısındaki alanda, II. Murad’ın saltanatının son yıllarında, 1450 yılında inşa edilmeye başlanmış ve hemen her dönemdeki ilave ve onarımlarla büyük bir kompleks haline gelmiştir. Pek çok yapısı Fatih Sultan Mehmed zamanında inşa edilen ve bünyesinde çok farklı işlevli yaklaşık 100 civarında yapıyı barındıran bu saray, oldukça geniş bir alana yayılmaktaydı. Edirne’nin Osmanlı topraklarına katıldığı 1361 yılından 19. yüzyıl sonlarına kadar yoğun bir kullanıma sahne olan ve pek çok tarihi olaya (Osmanlı- Rus ve Balkan Savaşları, IV. Mehmed’in sünnet şöleni, vd.) tanıklık eden Edirne Sarayı (Saray-ı Cedîd-i Âmire), özellikle Osmanlı- Rus ve Balkan savaşları sırasında önemli ölçüde tahrip olmuş ve pek çok yapısı yıkılmıştır. Saraydan günümüze az sayıda yapı ulaşmıştır. Bunlar arasında; Matbah-ı Amire, Babüssade, Cihannûma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Adalet Kasrı, Fatih Köprüsü, Kanuni Köprüsü, Şehabeddin Paşa Köprüsü, Av Köşkü, Su Maksemi, Namazgâhlı Çeşme, vd. belirtilebilir. Günümüze ulaşabilen bu yapılardan bazıları harap durumda iken, bazıları da onarımlarla varlığını sürdürmektedir. Ruslar’ın 22 Ağustos 1829 yılında Edirne’yi istilası sırasında tahrip olan ve onarılan Edirne Sarayı, bu sıralarda cephanelik olarak kullanılmaktaydı. Ruslar’ın 1877’de yeniden Edirne’ye saldırısı üzerine, dönemin yetkili komutanlarının emriyle ateşe verilen saray yapıları büyük oranda yıkılmış ve çok az bir bölümü ayakta kalabilmiştir. Kaynak ve yayınlardan öğrendiğimize göre Edirne Sarayı (Saray-ı Cedîd-i Âmire)’nin; 117 Oda, 21 Divanhane, 18 Hamam, 8 Mescit, 17 Kapı, 13 Koğuş, 4 Kiler, 5 Mutfak, 17 Kasır ve 6 Köprü’den meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu bilgiler, arşiv belgeleri üzerindeki incelemeler ile sahada yapılacak kazı ve araştırmalarla daha sağlıklı hale gelecektir. Bazı yayınlarda Edirne Sarayı’nda, 6. 000 görevlinin yanı sıra 34. 000 kişinin yaşadığı ve böylece Saray’ın toplam nüfusunun 40.000 olduğu ileri sürülmektedir. Ülkemizin olduğu kadar dünyanın da en önemli kültürel mirasları arasında yer alan, Osmanlı Arkeolojisi ve saray hayatı bakımlarından büyük önem taşıyan Edirne Sarayı (Saray-ı Cedîd-i Âmire)’de son yıllarda; TBMM Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Edirne Valiliği ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin kurumsal ilgi ve destekleriyle kazı, restorasyon ve koruma çalışmaları sürdürülmektedir. Gösterilen bu yakın ilgi ve destek, onlarca yıl kaderine terk edilen Edirne Sarayı (Saray-ı Cedîd-i Âmire)’nin makus talihinin değişmesini sağlamıştır.

Keywords


The building program of the Imperial Palace (Saray-ı Cedîd-i Âmire) started in the last years of Murad II’s reign, in what is today the Sarayiçi Quarter of Edirne to the west of the Tunca River and eventually became a large complex with extensions and renovations dateable to almost every era. This palace, significant portions of which were built during the reign of Mehmed II (1451-1481), was comprised of nearly a hundred structures with various functions and was spread over a vast expanse. The Imperial Palace (Saray- Cedîd-i Âmire), remained in use for centuries and was witness to many important historical events (e.g. Mehmed IV’s circumcision feast, the Ottoman-Russo Wars and the Balkan Wars, etc.). In the closing decades of the 19th and early 20th centuries, during the 1877- 78 Ottoman-Russo War and the 1910-1912 Balkan Wars, the palace suffered much destruction and many of its buildings were destroyed. As a result only a few of its original structures are extant today. Among these are: the Matbah-ı Amire (Royal Kitchens), Babüssaade (Entrance Gateway), Cihannûma Kasrı (Eye on the World Pavilion), Kum Kasrı (Sand Pavilion) Hamamı (Bathhouse), Adalet Kasrı (Justice Pavilion), Fatih Köprüsü (Sultan Mehmed the Conqueror’s Bridge), Kanuni Köprüsü (Sultan Süleyman the Lawgiver’s Bridge), Şehabeddin Paşa Köprüsü (Şehabeddin Paşa’s Bridge), Av Köşkü (Hunting Lodge), Su Maksemi (Water Depot), Namazgâhlı Çeşme (Fountain with Open Air Mosque). While some of these structures are in ruins, others are preserved and are currently undergoing restoration as part of the ongoing archeological excavations of the Palace complex.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,867
Number of downloads 551

Share

Journal of Turkish Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.